SERİ : 2020/03/04 TARİH : 20/03/2020
KONU : Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısından Alınan Kararlar
18 Mart 2020 tarihinde Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısının ardından, alınan kararları kamuoyuna açıkladı.
Söz konusu kararların iş dünyasını ilgilendiren başlıkları ve bunlarla ilgili açıklamalarımıza aşağıda yer verilecektir.
VERGİ :
Alınacak tedbirlerin 1. maddesinde “Perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik, ulaşım, sinema, tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon ve etkinlik-organizasyon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatına ilişkin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerinin 6’şar ay erteleneceği belirtilmektedir.
2 Nolu Katma Değer Vergisi ve Muhtasar Beyannamelerine konu verginin son ödeme gününün, izleyen ayın 26’sı olduğu göz önünde bulunduğunda, 2020/Nisan ayı ödemesi 26.11.2020’ye, 2020/Mayıs ödemesi 28.12.2020’ye, 2020/Haziran ayı ödemesi ise 26.01.2021’e kadar ötelenmiş olacaktır.
Açıklamadan; ötelemenin 2020/Şubat ila Mart ayı ve 1 Nolu KDV Beyannamesini (Normal KDV Beyannamesini) kapsayıp kapsamadığı anlaşılmamaktadır.
Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı dün (19.03.2020) itibari ile yayımladığı duyuruda “…Korona Virüs (COVID-19) salgınından doğrudan etkilenen mükelleflerin Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında ödemeleri gereken muhtasar (ücret, kira, serbest meslek kazancı dâhil olmak üzere muhtasar beyanname ile beyan edilen tüm tevkifatlar) ve katma değer vergilerinin (katma değer vergisi ve katma değer vergisi tevkifatına ilişkin olanlar) ödemelerinin 6 ay ertelenmesine yönelik olarak gerekli çalışmalar yapılmaktadır.” Şeklinde açıklama yapmıştır
FİNANS :
17.03.2020 tarihinde Merkez Bankası tarafından alınan önlemler kapsamında ihracatçıların 2020 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran ayı vadeli açık reeskont kredi anapara ve faiz ödemeleri Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ertelenerek azami vade 1 yıl uzatılması; Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vadesi dolan reeskont kredilerinin taahhüt kapama süresinin ise yine 1 yıl uzatılmasına karar verilmiştir.
Merkez Bankasının bu önlemlerine ilave olarak alınacak tedbirlerin 5. maddesinde Kovid-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerinin asgari 3 ay öteleneceği ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteği,
Yine öngörülen tedbirlerin 6. maddesinde ihracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği verileceği,
- maddesinde Kredi Garanti Fonu limiti 50 milyar liraya çıkartılarak, önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere verilerek kredi desteği verileceği,
Öngörülen tedbirlerin 11. Maddesinde ise Koronavirüs etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesinin sağlayacağı, belirtilmiştir.
ÇALIŞMA HAYATI :
- Öngörülen tedbirlerin 12. maddesinde asgari ücret desteğini devam edileceği belirtilmektedir.
Asgari Ücret Desteğinin 2020 yılında da uygulanması yönünde TBMM yaklaşık dört aydır çalışma yürütülmekle birlikte, buna ilişkin yasa teklifi hali hazırda Meclis Genel Kuruluna inmemiştir. Yasa teklifinde, sektör ayırımı yapılmaksızın, finansmanı İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak şekilde, işverenlere, 2020 yılında da 12 ay süre ile ödeyecekleri sigorta priminden mahsup edilerek günlük 2,5 TL., aylık 75 TL. asgari ücret desteği verilmesi planlanmaktadır.
Ancak teklifte, işverenlerin asgari ücret desteğinden faydalanabilmeleri, 2019 yılı Ocak – Kasım devresinde, 4/a kapsamında en az bildirim yapılan aydaki sigortalı sayısının (emekli, çırak, stajyer vb. hariç) altına düşmemeleri şartına bağlamıştır.
- Alınacak tedbirlerin 13. maddesinde mevzuatımızdaki esnek ve uzaktan çalışma modellerinin daha etkin hâle getirilmesinin sağlanacağı belirtilmektedir.
4857 sayılı İş Kanununun 14. maddesinin dördüncü fıkrası, çalışma hayatında uzaktan çalışma modeline imkan vermektedir. Anılan Kanun maddesinde “Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.” şeklinde tanımlamıştır.
Bu kapsamda, teknolojik imkanlarla işlerini evlerinde yapabilecek çalışanlara evde çalışma imkanı sağlanabilir.
- Alınacak tedbirlerin 14. maddesinde kısa çalışma ödeneğini devreye alınacağı, bundan faydalanmak için gereken süreçlerin kolaylaştırılacağı ve hızlandırılacağı belirtilmiştir.
Hali hazırda 4447 sayılı Kanunun Ek 2. maddesindeki düzenlemeye göre Kısa Çalışma Ödeneğinden yararlanma şartları şu şekildedir:
- Genel Şartlar:
- İş-Kur Yönetim Kurulunca karara bağlanmış bir genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebep durumunun bulunması (Deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlar için diğer zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan başvurular için Yönetim Kurulu Kararı aranmaz.),
- Genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması,
- Özel Şartlar:
- İşveren Açısından;
- Kısa Çalışma Talep Formunu ve kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi manyetik ve yazılı ortamda doldurarak İş-Kur’a kısa çalışma başvurusunda bulunulur.
- Başvuru İş-Kur İl Müdürlüğünce sebep ve şekil yönünden değerlendirilir.
- Ardından İş Müfettişlerince kısa çalışma ödeneği açısından uygunluk tespiti yapılır.
- İşçi Açısından;
- 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca işsizlik sigortası kapsamında olmak (emekliler kapsam dışı), çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olmak (Kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün içinde hizmet akdine tabi çalışmış olanlardan son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olmak),
- Kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunmak,
- Süre ve Sağlanan Destek;
- Kısa çalışma ödeneği, üç ayı aşmamak üzere (Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.) uygulanır.
- Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının %150’sini geçemez.
Bu tutarın 2020 yılı için tabanı 1.752,40 TL, tavanı ise 4.380,99 TL.’dir.
- Kısa çalışma ödeneği, çalışmadığı süreler için, işçinin kendisine ve aylık olarak her ayın beşinde ödenir.
- Kısa çalışma ödeneği, işyerinde uygulanan haftalık çalışma süresini tamamlayacak şekilde çalışılmayan süreler için aylık olarak verilir.
- Zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılması halinde, ödemeler 4857 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve 40’ıncı maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar. Bu bir haftalık süre içerisinde ücret ve prim yükümlülükleri işverene aittir.
- Kısa çalışma yapan işçinin çalışılmayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin ücret ve kısa çalışma ödeneği miktarı, kısa çalışma yapılan süreyle orantılı olarak işveren ve Kurum tarafından ödenir.
- Kısa çalışma ödemeleri, hak edilen işsizlik ödeneğinden mahsup edilir; ancak işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir.
- İşçinin kısa çalışma ödeneği aldığı süre için sadece genel sağlık sigortası primleri ödenir.
- Diğer Hususlar;
- Kısa çalışma yaptırmak için işçinin rızasının alınmasına ihtiyaç yoktur; işveren tek taraflı olarak kısa çalışma ödeneği müracaatında bulunabilir.
- Kısa çalışma süresince iş akdi askıda kalır.
- Kısa çalışma ödeneği, nafaka borçları haciz veya başkasına devir veya temlik edilemez.
- Kısa çalışmaya tabi tutulan işçiler adına Aylık Prim ve Hizmet Belgesinde eksik gün nedeni “18-Kısa Çalışma Ödeneği” olarak belirtilir.
- Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulunun genel ekonomik, bölgesel veya sektörel kriz ile zorlayıcı sebeplerle ilgili bir kararının varlığı halinde, işverenin koşulların varlığı halinde Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında yer bulan son çare ilkesi gereği, işçiyi çıkarmadan önce kısa çalışma ödeneğine başvurması gerekmektedir.
Görüldüğü üzere Kısa Çalışma Ödeneği, belirtilen krizle mücadelede, idarenin elindeki en önemli argüman olarak durmakla birlikte; yararlanma şartlarının ağır olması sebebi ile kısa süreli de olsa işyerini tatil edecek işletmeler açısından tüm işçileri kapsamayacaktır.
Bu durumda öngörülen tedbir çerçevesinde, işçi açısından aranan şartların belirli bir süre askıya alınması, işverenlerin İş Kurumuna müracaat ederek, İş Kurumunun yapacağı şekil denetimi ile (İş Müfettişi incelemesi yaptırılmaksızın) bu uygulamanın hızla hayata geçirilmesi gerekmektedir. Beklenti bu yönde bir yasal düzenleme yapılması veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin çıkarılması yönündedir.
Alınacak tedbirlerin 18. maddesinde, istihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkartılmasının planlandığı belirtilmiştir.
Telafi çalışması ile ilgili düzenleme, 4857 sayılı İş Kanununun 94. maddesinde yer almaktadır. Anılan Kanun maddesi “Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.
Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu tedbir ile salgın sebebi ile belirli bir süre faaliyetlerine ara verme kararı alan işverenlere, hali hazırda iki ay olan telafi çalışma yaptırma süresini dört aya kadar uzatılması öngörülmektedir. Bu tedbirinde de yasal bir düzenleme ile veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile hayata geçirilmesi muhtemeldir.
- Muhtasar ve KDV ödemelerin de olduğu gibi 2020 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin tahakkuk edecek SGK prim borcu ödemelerinin 6’şar ay ertelenmesi öngörülmektedir.
Prim ödenmesi gereken son günün, MUHSGK için 26’sına, APHB veren işverenler için ayın son günü olduğu göz önünde bulunduğunda, 2020/Nisan ayı prim ödemesi 30.11.2020 - 26.11.2020’ye, 2020/Mayıs prim ödemesi 31.12.2020 - 28.12.2020’ye, 2020/Haziran ayı prim ödemesi ise 01.02.2021 - 26.01.2021’e kadar ötelenmiş olacaktır (Son ödeme gününün hafta sonuna denk gelmesi hallerinde takip eden ilk mesai günü esas alınmıştır).
Ötelemenin sadece bu iki vergi türünü kapsadığı ve 2020/Şubat ila Mart ayları için herhangi bir ertelemenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak ötelenen ayalara ait primlerin ödeme dönemleri, ilgili ay ödemeleri ile çakışacak ve işverenler 2020/Kasım, Aralık ve 2021/Ocak aylarında hem ertelenen ayların primlerini hem de ilgili ay primlerini ödemek durumunda kalacaklardır.
Alınan kararlar ile ilgili Cumhurbaşkanlığınca yapılan açıklamaya aşağıdaki linkten erişilebilecektir.
Bülent KONCA |
İsmail OTLUBEL |
Mehmet DEMİR |
Yeminli Mali Müşavir |
SGK E. Başmüfettişi |
Yeminli Mali Müşavir |