19 Temmuz 2019 tarihihli Resmi Gazedete yayımlanan 7186 Sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" kapsamında; Finansal ve vergisel bir takım düzenlemeler yapıldı.
Bu makalemizde, özellikle borçlu şirketleri yakından ilgilendiren “Finansal Yeniden Yapılandırma ” konusunu iredeleyeceğiz. Bununla birlikte, 7186 sayılı Torba Kanun ile getirilen bir takım önemli düzenlemelere de açıklık getirmeye çalışacağız.
Öncelikle, Bankacılık Kanununa eklenen geçici 32. madde ile; banka ve finans kuruluşlarına borçlu olup, bu borçları geri ödemede zorlanan firmalara bir takım kolaylıklar sağlayan “Finansal Yeniden Yapılandırma” konusunu iredelemeye çalışalım.
Şunu belirmek gerekir ki; bu düzenleme ihtiyacı, piyasanın finansal yönden daralması, özel sektörün yüksek borç stoğunu çevirmekte zorlanması ve piyasadaki nakit sıkışıklığından kaynaklanmaktadır. Bilhassa, son iki yılda, işletmelerin nakit akışındaki bozulmalar, döviz kurlarındaki istikrarsızlık ve artan finansman maliyetleri , firmaların mali bilançolarını önemli ölçüde olumsuz etkiledi. Bir de buna artan üretim maliyetleri, gittikçe yükselen rekabet koşulları ve düşüş seyri gösteren kar marjları eklendiğinde , borçlu firmaların kredi geri ödemelerinde zorlandığı ve temerrüde düştüğünü gözlemlemekteyiz.
Borçlu işletmelere kısmen de olsa nefes aldırmak ve borç stoğunu çevirebilme imkanı sağlamak için Bankacılık Kanununa geçici 32. madde ilave edilerek, borçların yeniden yapılandırılmasına zemin hazırlanmıştır.
Peki bu süreç nasıl işleyecek ve bu uygulama ne kadar süre ile devam edecektir?
Yapılandırmanın nasıl yapılacağına dair uygulama detayları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun çıkaracağı “Yönetmelikte” yer alacaktır. Bu yönetmelik hükümleri kapsamanında; Bankalar Birliği “Çerçeve Anlaşmalar” oluşturacak ve nihai olarak da; bu “Yönetmelik” ve “Çerçeve Anlaşmalar”ın belirlemiş olduğu yol haritası kapsamında borçlu firmalar ile kredi veren banka ve finans kurluşları arasında “Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmeleri” yapılacaktır. Bu yasal düzeneleme, 2 yıl süre ile geçerli olacak ve Cumhurbaşkanı bu süreyi 2 yıla kadar uzatabilecektir.
“Finansal Yeniden Yapılandırma” Ne Tür Avantajlar Sağlayacaktır?
-Öncelikle mevcut alınmış olan kredilerin vadelerini uzatmak.
-Mevcut kredileri yenilemek.
-Alınmış olan krediye ek olarak, ilave kredi vermek.
-Kredilerin teminaını azaltmak.
- Anapara, faiz veya kâr payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile 6362 sayılı Kanuna göre kurulan yatırım fonlarına aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek.
- Anapara, faiz veya kâr payı alacaklarını borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak.
Yukarıda değindiğimiz “Finansal Yeniden Yapılandrımanın” içeriğini irdelediğimmizde, aslında düzenlemenin hayli kapsamlı olduğunu söylemek mümkündür. Ancak, bu borç yapılandırmasının başarılı olması biraz da bu iş için ayrılan kaynağın yeterliliği, tarafların konuya ilişkin kararlılığı ve borçlu firmaların borç ödeme kabiliyeti ve azmi ile alakalıdır.Bunu da bekleyip görmek gerekir diye düşünüyorum.
Bu düzenlemeye ilişkin diğer bir husus ise; her borçlu firma bu yapılandırmadan yararlanabilecek midir?
Belki de bu konuda en çok merak edlen soru da budur. Ancak, ne yazık ki her borçlu firma bu yapılandırmadan yararlanamayacaktır. Öncelkle, yapılandırma kapsamına alınacak borçlu işletmelerin mali durumları tespit edilecektir. Bu durum tespiti neticesinde; borçlarının yeniden yapılandırılması halinde, borçlu firmanın borçlarını geri ödeme kabiliyetini kazanacağına kanaat getirilmesi şart koşulmuştur. Eğer durum tespiti sonucunda; borçlu işletmenin , borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilirse, bu borçlu firmalar, finansal yeniden yapılandırmadan yararlanamayacaklardır.
Peki, bahsettiğimiz borçlu işletmelerin mali durmunu kim tespit edecek?
Yapılandırma talebinde bulunan borçlu işletmelerin mali durumlarının tespit ve yapılandırmanın uygulanabilip uygulanamayacağına ilişkin değerlendirmeler, aşağıda belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından yapılabilecektir.
-Bağımsız denetim kuruluşları.
-Yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlar.
-Borçlu firmanın kabul etmesi şartı ile alacaklı banka veya finans kuruluşu.
Borçlu firmaların, borç yeniden yapılandırma şartlarını, yukarıda detaylı bir şekilde irdeledik. Lakin, bu yapılandırma gerekli, hatta elzem olmakla birlikte, uygulamadaki başarısı da bir o kadar elzemdir, gereklidir. Nitekim borçlu işletmeler, gerçekten çok zor durumdalar ve bu yapılandrımanın işletmelerine yeniden hayat vermesini ummakta ve beklemektedirler.
Torba Kanunun getirdiği diğer bir önemli düzenleme ise; Gelir Vergisinde “Hasılat Esaslı Vergilemenin” ihdas edilmiş olmasıdır.
Bilindiği üzere, 2018 Yılında çıkan 7104 sayılı yasa ile Katma Değer Vergisi Kanununda “Hasılat Esaslı Vergileme” imkanı getirilmişti. Benzeri bir düzenleme de bu Torba Kanun ile Gelir Vergisi mükellefleri için getirildi.
Peki, Gelir Vergisinde “Hasılat Esaslı Vergileme” Uygulamasından Kimler Yararlanabilecektir?
Maalesef bu uygulamadan, sadece şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükellefler yararlanabilecek, başka faaliyetler ile uğraşan diğer Gelir Vergisi mükellefleri “”Hasılat Esaslı Vergileme” uygulamasından yararlanamayacaklardır.
Diğer yandan, bu uygulamaya geçmenin zorunlu olmadığını belirtmek isterim. Şehiriçi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükellefler talep etmeleri halinde bu uygulamadan yararlanacaklardır. Yani “Hasılat Esaslı Vergileme “ uygulaması zorunlu bir uygulama değil, isteğe bağlı bir uygulamadır ve isteyen mükellefler bu uygulamadan yararlanacaklardır.
Fakat, bu uygulamayı tercih edenler, iki yıl geçemeden, bu uygulamadan vaz geçmeleri mümkün değildir.
Hasılat Esaslı Vergilemenin Uygulaması ise şu şekilde olacaktır;
Şehir içi yolcu taşımacılığı yapanlar, bu faaliyetlerinden elde ettikleri brüt gelirlerinin %10’u, bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınacaktır. Yapılan giderler ayrıca dikkate alınmayacak ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna ayrıca uygulanamayacaktır.
Özetle; şehir içi yolcu taşımacılığından elde edilen gelirin %10’u net kar kabul edilecek ve bunun üzerinden vergi hesaplanacaktır. Bunun için de, herhangi bir gider belgesinin ibraz edilmesine lüzum yoktur. Yani, bu faaliyet için %90 gider yapıldığı kabul edilecektir.
Torba Kanunun Getirdiği Diğer Bir Önemli Düzenleme İse “Varlık Barışıdır”. Bu Torba Yasa ile Getirilen Varlık Barışı Düzenlemesinin Kapsamı Aşağıdaki Gibidir.
a-Yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının yurda getirilmesi,
b-Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve yurt içinde bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların kayıt altına alınmasını kapsamakatadır.
Varlık Barışından yararlanmak için; Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, 31.12.2019 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirilmesi gerekmektedir.
Peki, Varlık Barışından Yararlanmanın Vergisel Yükü Nedir?
Bildirilen yurt dışı varlıkların değerinin %1’i oranında bir verginin banka veya aracı kurum aracılığıyla 15 gün içinde vergi dairesine beyan edilip ödenmesi gerekir.Yani, varlık barışından yararlanmak için, bildirilen değerin %1’i oranında bir vergi yükü söz konusu olacaktır.
Öte yandan, bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba gönderilmesi mecburidir.
Mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye’ye getirdikleri varlıkları, işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi, vergisiz bir şekilde işletmelerinden çekebileceklerdir. Bu varlıkların işletmeden çekilmesi, kar dağıtımı kabul edilmeyecek ve stopaj uygulanmayacaktır.
Ayrıca, gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, Türkiye’de bulunan ancak defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarını, 31.12.2019tarihine kadar vergi dairelerine beyan edip , defter ve kayıtlarına aktarabilirler.
Kayıt altına alınan bu yurt içi varlıklar, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın vergisiz bir şekilde işletmeden çekilebilecektir.
Beyan edilen varlıkların değeri üzerinden; %1 oranında vergi hesaplanacak ve izleyen ayın sonuna kadar vergi dairesine ödenecektir.
Varlık Barışından yararlananlar için getirilen “Koruma Amaçlı Yasal Güvenceleri” ise şu şekilde değerlendirmek mümkündür:
Varlık Barışı kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle; hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacağı bildirilmiştir. Ancak, Mali Suçları Araştırma Kurulunun kara para mevzuatı veya cumhuriyet savcılıklarının kaçakçılıkla mücadele kapsamında yaptıkları soruşturmalara karşı taahhüt edilmiş bir yasal güvence kanun metninde yer almamaktadır. Sadece vergi incelemesinin yapılmaması hususu güvence altına alınmıştır. Bu durumun da çok önemli olduğunu belirtmek isterim.
Varlık Barışından Yararlanabilmek İçin;
a-Bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi
b-Bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi zorunludur.
Son olarak, Torba Kanun ile;Yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan 15 TL tutarındaki harç miktarının, 50 TL’ye çıkarıldığını belirtmek isterim.
Bu yazımızda Finansal Yeniden Yapılandırma ve 7186 Sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" kapsamında getirilen diğer önemli düzenlemeleri irdelemeye çalıştık.
Faydalı Olması dileğiyle…
Mehmet DEMİR
UPA Yeminli Mali Müşavirlik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı