“2020’de daha çok vergi ödeyeceğiz” başlığı ile kaleme aldığımız bu makalemizde; 7 Aralık 2109 tarihinde Resmi Gazetede Yayınlanan 7194 Sayılı Yasa ile Vergi Dünyamıza giren “Dijtal Hizmet Vergisi”, “Konaklama Vergisi” gibi yeni vergi türlerinden ve de mevcut vergi sitemine getirilen gider sınırlaması, yeni vergi dilimi, istisna ve beyan hadlerinde değişiklik gibi yollarla ödenecek verginin artmasına yol açan yeni düzenlemelerden bahsedeceğiz. Böylece hem yeni vergi türleri, hem de mevcut vergi türlerine getirilen gider sınırlamaları, yeni vergi dilimleri ve istisna hadlerinde yapılan değişiklikler neticesinde 2020 ve müteakip yıllarda daha çok vergi ödeyeceğimizi söyleyebilirim.
Öncelikle vergi sistemimizde yeni karşılaştığımız bir vergi türü olan “Dijital Hizmet Vergisinden” biraz bahsedelim. Dijital Hizmet Vergisi ile Türkiye'de dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri, oyun, müzik, video gibi içerik satışları, sosyal medya siteleri üzerinden yapılan ücretli hizmetler, mal ve hizmet satışında aracılık yapan “web” sitelerinde sunulan aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat üzerinden vergi alınması hedeflenmektedir.
Yapılan Yasal düzenleme ile dijital ortamda, dijital hizmet sağlayıcıları tarafından Türkiye’de sunulan dijital hizmetlerden elde edilen hasılata %7,5 oranında Dijital Hizmet Vergisi uygulanacaktır. Bu vergi türünden dolayı vergi mükellefi olacak olanlar “dijital hizmet sağlayıcılarıdır”.
Ancak dijital hizmet kapsamında elde edilen küçük gelir gruplarını vergi dışında bırakmak amacıyla; dijital hizmetlerden dolayı , Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Euro’dan az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf tutulmuştur.
Vergi Sistemimize getirilen yeni bir vergi türü de “Konaklama Vergisidir”. Konaklama vergisi, verilen konaklama bedeli üzerinden; 31.12.2020 tarihine kadar % 1, bu tarihten sonra ise yüzde 2 olarak hesaplanacak bir vergi türüdür. Yeni yasaya göre; otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen konaklama hizmeti ile bu hizmetle birlikte konaklama tesislerinde sunulan yeme, içme, havuz, spor gibi hizmetlerden elde edilen gelirlerden “konaklama vergisi” alınacaktır.
Konaklama vergisi, konaklama ve konaklama tesislerinde sunulan ve yukarıda bahsedilen hizmet bedelleri üzerinden hesaplanacaktır. Düzenlenen faturada da konaklama vergisinin gösterilmesi zorunlu olup, aylık olarak beyan edilmesi gereken bir vergi türüdür. Her ayın “ konaklama vergisi”, takip eden ayın 26’ncı günü akşamına kadar vergi dairesine beyan edilip aynı süre içinde ödenmesi gerekmektedir.
Yukarıda zikredilen yasa değişikliği ile yeni bir vergi dilimi ve vergi oranı oluşturularak 500.000 TL ve üzeri gelir elde edenler, %40 oranında gelir vergisine tabi olacaktır. Ancak her ne kadar makalemizin başlığı “2020’de Daha Çok Vergi Ödeyeceğiz” olsa da, 500.000 TL’nin üzerinde geliri olanların %40 lık vergi dilimi üzerinden vergi ödemesi 1.1.2019 tarihi itibariyle uygulanacaktır. Ücret gelirleri için ise bu uygulama 1.1. 2020 ‘de başlayacaktır.
Yapılan diğer bir değişiklik ise; daha önce “tek işverenden” alınan ve üzerinden stopaj yapılmış olan ücret gelirleri hiç bir şekilde beyan edilmiyor iken bu değişiklikten sonra tek işverenden elde edilen ücret geliri stopajlı olsa dahi yıllık 500.000 TL’yi aşması halinde beyan edilecektir.
Yapılan diğer bir önemli değişiklik ise aşağı yukarı tüm işletmeleri ilgilendirmektedir. Gelir Vergisi Kanununun 40 ve 68. maddelerinde yapılan değişiklikler ile Kiralanan binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’lik kısmı gider yazılabilecek , bunun üzerindeki kiralama bedeli gider yazılamayacaktır. Yapılan düzenleme ile lüks otomobillerin kiralama şirketleri üzerinden yüksek bedelle kiralanarak gider yazılmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Konuya açıklık getirmek amacıyla şu hususu belirtmek ve çözüm önerisinde bulunmak isterim. Şöyle ki; binek otomobillerine ilişkin 5.500 TL tutarındaki kiralama bedeli sınırlaması bir işletme için yazılabilecek gider yazabilme üst limiti değil , her bir araca ilişkin gider yazılabilecek üst limittir. Örneğin; aylık 10.000 TL tutarında bir binek otomobili kiralandığında bu kiralama bedelinin 5.500 TL’lik kısmı gider yazılabilecek, 4.500 TL tutarındaki kısmı ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Ancak, aylık 5000 TL’den 4 araç kiralanıp 20.000 TL ödendiğinde her bir aracın kira bedeli 5.500 TL’yi aşmadığı için 20.000 TL’lik dört araca ilişkin kira bedelinin tamamı gider yazılabilecektir.
Diğer bir sınırlama ise binek otomobillere ilişkin yapılan harcamaların en fazla % 70’i kazancın tespiti açısından gider yazılabilecek, geriye kalan kısmı ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Böylece işletmede kayıtlı binek otomobillerin bakım-onarım giderleri, sigorta giderleri, yedek parça giderleri gibi harcamaların sadece %70’i gider yazılabilecektir. Geriye kalan harcamanın %30’luk kısmı kanun kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
Binek otomobillere ilişkin diğer bir sınırlama hükmü ise; binek otomobillerinin ilk satın alınması sırasında ödenen Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadar olan kısmı gider yazılabilecektir. Özellikle ülkemizde lüks araç satışları üzerinden alınan ÖTV ve KDV yükünün fazla olması nedeniyle işletmelerin sürekli lüks araç satın alarak, satın alma sırasında ödemiş oldukları ÖTV ve KDV’nin sınırsız bir şekilde gider yazılmasının önüne geçilmiş oldu. Şöyle ki, bu değişiklik sonrası işletmeye alınan otomobilin ÖTV ve KDV’si 115.000 TL’yi geçse dahi sadece 115.000 ‘TL’lik kısmı gider yazılabilecek, geriye kalan kısmı Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak dikkate alınacaktır.
Yukarıda belirtilen yasa değişikliği ile getirilen diğer bir gider sınırlaması ise; binek otomobilleri üzerinden ayrılacak olan amortisman değerine getirilen sınırlama oldu. Şöyle ki; binek otomobilin ilk satın alma bedeli, ÖTV ve KDV Hariç en fazla 135.000 TL’lik tutarı üzerinden üzerinde amortisman ayırılabilecektir. Eğer ÖTV ve KDV doğrudan gider yazılmamış yani, arabanın maliyetine eklenmişse veya binek otomobili ikinci el olarak satın alınmışsa, en fazla 250.000 TL’lik kısmı üzerinden amortisman ayrılabilecektir.
Bu arada yukarıda bahsedilen yasa değişikliğinden bağımsız olarak önemli bir hususu belirtmekte fayda görmekteyiz. Şöyle ki; vergi sistemimiz, Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlere İlişkin KDV’nin indirilmesine müsaade etmediği için, yukarıda bahsedilen gider kısıtlamalarında Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlere isabet eden KDV’nin indirilecek KDV olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.
Diğer bir değişiklik ise vergiye uyumlu mükelleflere, halk diliyle “vergisini düzenli ödeyenlere” vergi indirimi uygulamasından yararlanma şartlarına netlik kazandırıldı.
Malum olduğu üzere, vergiye uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indiriminden faydalanma şartlardan biri, verilmesi gereken tüm vergi beyannamelerinin süresinde verilmesi ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin süresinde ödenmesi idi. Mükelleflerin çoğu, Damga Vergisi, Veraset ve İntikal Vergisi gibi bir takım beyannameleri zamanında vergi dairesine beyan etmediği ve çıkan vergiyi de zamanında ödemediği için vergi indiriminden yararlanamıyordu. Verilmesi gereken beyannamelere sınırlamalar getirilerek ; yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile KDV ve ÖTV beyannamelerinin zamanında beyan edilmesi yeterli görülmüştür.
Ödeme koşulu da esnetilerek, yukarıda belirtilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere ilişkin ödemelerin de gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine kadar yapılmasına imkan sağlanmıştır.
Mesela, mükellef KDV beyannamesini kanuni süresinde vermiş, ancak ödemesini süresinde yapmamış ise, indirimin hesaplanacağı 2019 yılı kurumlar vergisi beyannamesini vermeden önce beyan edip ödemediği bu KDV’yi gecikme zammı ile birlikte ödemiş olması halinde , indirim hakkından faydalanabilecektir.
Yapılan diğer bir yasal değişiklik ile; yazar, şair, bestekar, heykeltıraş gibi sanatçıların eserlerinin satışına uygulanan “telif kazançları istisnasına” sınırlama getirildi. Böylece 500 Bin TL üzerinde telif kazancı elde edenler, bahse konu istisnadan yararlanmayacak ve beyanname vereceklerdir.
Yeni yılda vergi dünyamızda meydana gelecek olan önemli değişiklikleri izah etmeye çalıştık. Faydalı olması dileğiyle…