Özel Sektörün kullandığı döviz kredilerin faiz oranı TL kredilerine göre çok daha avantajlı olduğu görülmektedir. Ancak yabancı paraya endeksli bu kredilerin “kur riski” söz konusu olmaktadır. Elde edilen gelirim sağladığı para birimi dışında bir para birimi üzerinden borçlanması durumunda ortaya kur riski çıkabilmektedir. Dolayısı ile oluşabilecek kur farkının ortaya çıkması durumunda kredinin maliyeti artmaktadır. Bu tür işlemlerden kaynaklanan kur farkı kar/zararı şirketin Kar/Zarar tablolarına yansıtılmaktadır. Böylece dövize endeksli kredilerin kur farkından doğan bir vergiyle de karşı karşıya kalınabilmektedir. Resmi Gazete’de 25.01.2018 tarihinde yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’De Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/46) ile yapılan değişikle; “MADDE 2 – Aynı Tebliğin 11 inci maddesinin mülga beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş, sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dokuzuncu ve on beşinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır. “(5) 32 sayılı Kararın 17 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 17/A maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Türkiye’de yerleşik kişilerce yurt içi ve yurt dışından temin edilen döviz kredilerinde; a) Kullanım tarihinde, krediyi kullananın kredi bakiyesinin 15 milyon ABD Dolarının altında olması durumunda, kullanılmak istenen kredi tutarı ile mevcut kredi bakiyesi toplamı son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aşamaz. b) Kredi bakiyesi 15 milyon ABD Dolarının altında olan Türkiye’de yerleşik kişilerin döviz kredisi kullanım talepleri sırasında son üç mali yıla ilişkin döviz gelirlerini mali müşavirler tarafından onaylanmış belgelerle tevsik etmeleri zorunludur. c) Kredi bakiyesinin son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aştığının sonradan tespit edilmesi durumunda yurt içinde bankalardan (serbest bölge şubeleri dâhil), finansal kiralama şirketlerinden, faktoring şirketlerinden ve finansman şirketlerinden kullanılan kredilerin aşıma neden olan kısmı geri çağırılır veya Türk Lirası krediye dönüştürülür. ç) Kredi bakiyesinin son üç mali yılın döviz gelirleri toplamını aştığının sonradan tespit edilmesi durumunda bankaların, finansal kiralama şirketlerinin, faktoring şirketlerinin ve finansman şirketlerinin yurt dışındaki şubeleri (bankaların off-shore şubeleri dâhil, serbest bölge şubeleri hariç) tarafından kullandırılan kredilerin aşıma neden olan kısmı geri çağırılır veya Türk Lirası krediye dönüştürülür.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir. “(8) Bankalar ile Türkiye’de yerleşik finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri birbirlerine, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla kendi teamülleri çerçevesinde doğrudan veya uluslararası sendikasyona katılım yoluyla, vade sınırı bulunmaksızın döviz kredisi açabilirler.” şeklinde sekizinci fıkrası değiştirilmiştir. Ayrıca aynı Tebliğin 11 inci maddesinin mülga dokuzuncu “(9) Bankalar, Türkiye'de yerleşik kişilere yatırım mallarının ithalatının finansmanı için açtıkları döviz kredilerinin üçte birine kadar işletme ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla döviz kredisi açabilirler.” fıkrasının yürürlükten kaldırılması ile Yatırım teşvik belgesi kapsamında Türkiye'de yerleşik kişiler tarafından kullanılacak döviz kredileri finansmanı için döviz geliri şartı aranmayacaktır. Bankalar kredi satmak için yeterince ihracat şirketi bulamadığında döviz geliri olmayan firmalara da döviz kredisi vermekteydi. Döviz geliri olmayan şirketler döviz kredisinin cazibesine kapılıp büyük bir kur riskini alıyorlar. TL krediye göre daha ucuz olan döviz kredisini, döviz geliri olan ihracat şirketleri kullanırsa sorun olmuyor. Çünkü döviz kredi kur riski ihracat alacağı ile dengelenebilmektedir. Yapılan bu düzenleme ve değişiklikler ile özel sektörün bu tür işlemlerinden kaynaklanan kur farkı kar/zararı şirketin finansman tablolarındaki olumsuz etkisi biraz daha kontrol altına alınmış olacaktır. Ayrıca döviz cinsinden geliri olmayan Türkiye’ye yerleşik olan kişiler 02.05.2018 tarihinden itibaren döviz kredisi kullanamayacak ve istisnalar hariç olmak üzere devam eden döviz kredileri ve dövize endeksli krediler yenilenmeyecek. Döviz borçlanmasında uygulanacak bu modelde, bankaların şirketlerden veri toplarken bağımsız denetim raporlarından da etkin bir şeklide yararlanmaları gerektiği kanısındayım. Bu suretle bağımsız denetimin önemi biraz daha ön plana çıkacaktır. KAYNAKÇA: - Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2008-32/34)’De Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Tebliğ No: 2018-32/46)